Tarih

Kardeş Katli Yasası – Osmanlı Tarihi

image0011

Fatih Sultan Mehmet’in Kardeş Katli Yasası

Fatih Sultan Mehmet, devlet düzenini güçlendirmek için çeşitli kanunlar çıkarmış, özellikle Kanunname-i Âl-i Osman (Fatih Kanunnamesi) ile Osmanlı devlet yapısını düzenleyen önemli adımlar atmıştır. Bu kanunnamedeki en tartışmalı maddelerden biri, taht kavgalarını önlemek amacıyla kardeş katli yasasıdır. Bu uygulamanın altında “Tedbir-i devlet”, yani devletin tedbiri düşüncesi yatmaktadır. Fatih’e göre devletin devamlılığı, siyasi ihtilafların engellenmesiyle mümkündür ve bunun için bazen ağır önlemler alınmalıdır. Bu kararlar, Fatih’in Osmanlı yönetimine getirdiği sertlik ve otoriterlik politikalarının bir parçası olarak görülür.

Yasanın İçeriği

Fatih Kanunnamesi’nde kardeş katliyle ilgili madde şu şekildedir:

“Ve her kimseye evlâtlarımdan saltanat müyesser ola, Nizâm-ı Âlem için karındaşların katl eylemek münasiptir. Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir. Anunla âmil olalar.”

Bu madde, tahta çıkan padişahın, devletin birliği ve düzeni (“Nizâm-ı Âlem”) için kardeşlerini öldürmesinin uygun olduğunu belirtir. Ayrıca, çoğu İslam aliminin (ulema) bu uygulamayı dini açıdan caiz gördüğü ifade edilerek, yasaya meşruiyet kazandırılmıştır. Kanunname, Osmanlı devlet teşkilatını düzenleyen üç ana bölümden oluşur: devlet ileri gelenlerinin hiyerarşisi, saltanat işlerinin düzeni ve suçlar ile cezalar. Kardeş katli maddesi, suçlar ve cezalar bölümünde yer alır.

Fatih Sultan Mehmet Öncesi Taht Sorunları

Osmanlıların kuruluşundan itibaren padişahların tahtı çocukları veya kardeşleri arasında paylaşma meselesi ciddi bir sorun teşkil etmekteydi. Tahta geçiş dönemlerinde yaşanan güvensizlikler, iç savaşlara ve karmaşaya sebep olmaktaydı. Osmanlılar, Orta Asya Türk geleneklerinden gelen “kut” ve “hakan/kağan” anlayışının etkisiyle, sadece en güçlü ve meşru olanın tahtta kalması gerektiği görüşündeydi. Ancak bu durum, genellikle 
kardeşler arasında kanlı olaylara neden oluyordu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda taht veraset sistemi, belirli bir kurala bağlı değildi. Türk egemenlik anlayışına göre, hanedan üyelerinin her biri taht üzerinde hak iddia edebilirdi. Bu durum, sıkça taht kavgalarına ve iç savaşlara yol açıyordu. Örneğin:

  • Osman Gazi (1300-1324), amcası Dündar Bey’i Bizans ile iş birliği yaptığı gerekçesiyle öldürttü.
  • I. Murat (1360-1389), oğlu Savcı Bey’i taht için isyan ettiği gerekçesiyle idam ettirdi.
  • Yıldırım Bayezid (1389-1402), kardeşi Yakup Çelebi’yi, 1389 Kosova Savaşı sırasında olası bir taht iddiasını önlemek için öldürttü.

1402 Ankara Savaşı’nda Yıldırım Bayezid’in Timur’a yenilmesi, Osmanlı Devleti’ni Fetret Devri’ne sürükledi. Bu dönemde, Bayezid’in oğ

ulları arasında taht kavgaları yaşandı ve bu kaos, kardeş katlinin gerekliliğini vurgulayan bir örnek oldu. Fatih Sultan Mehmet’in kardeş katli yasasını desteklemesi ve uygulamaya koyması, bu karmaşık taht mücadelelerine son verme hedefiyle doğmuştur. Padişahın öldükten sonra yerine geçen çocuklarının ya da kardeşlerinin birbiriyle yarışması, devletin zayıflamasına yol açmaktaydı. Kardeş katli sayesinde padişah, rakip olabilecek kardeşlerini ortadan kaldıracak, böylece taht kavgalarının önüne geçilecekti.

Kardeş Katli Yasasının Meşruiyeti

Kardeş katli yasasının temel gerekçesi, “Nizâm-ı Âlem” kavramıdır. Bu, devletin ve toplumun düzenini, istikrarını koruma anlamına gelir. Osmanlılar, Türk veraset sistemindeki “ülke hanedan üyelerinin ortak malıdır” anlayışının, önceki Türk devletlerinde bölünmelere ve zayıflamalara yol açtığını gözlemlemişti. Fatih, bu geleneği değiştirerek, İslam hukukundaki egemenliğin bölünmezliği ilkesini benimsedi ve tahtın tek bir hükümdar tarafından kontrol edilmesini sağladı.

Yasanın dini meşruiyeti, ulemanın çoğunluğunun onayıyla desteklenmiştir. İslam hukukunda, devletin birliğini tehdit eden isyanlar (“bağy”) ölü

mle cezalandırılabilir. Kardeş katli, potansiyel isyanları önlemek için “siyaseten katl” (siyasi gerekçelerle idam) kapsamında değerlendirilmiş olabilir. Ancak, ulema arasında bu konuda tam bir fikir birliği olmadığına dair görüşler de mevcuttur.

Kardeş katli yasasının hukuki dayanağı, İslam hukukundaki “siyaseten katl” kavramıdır. Hanefi ve Hanbeli mezheplerine göre, kamu düzeni (maslahat-ı âmme) veya devlet istikrarı (nizâm-ı âlem) için, had cezası uygulanamayan durumlarda idam cezası verilebilir. Bu, “ta’zir” (takdiri ceza) kategorisi altında değerlendirilir ve sultanın onayıyla uygulanır. Örneğin, fitne çıkarabilecek veya isyana hazırlık yapan kişiler, açık bir isyan olmadan da idam edilebilirdi.

Fatih’in Kanunnamesi’ndeki madde, bu ilkeye dayanır ve ulemanın fetvalarıyla desteklenmiştir. Örneğin, Ebussuûd Efendi gibi Osmanlı şeyhülislamları, isyancıların idamını Kur’an’daki Hucurat Suresi’ne dayandırarak meşru görmüştür.

III. Mehmed’in 19 Kardeşini Boğdurtması

Osmanlı’da yaşanan en trajik olaylardan birisi III. Mehmed’in tahta çıktığında yasayı uygulayarak çoğu bebek 19 kardeşini boğdurtmasıdır. Halkın bu olaydan sonra III. Mehmed’e kin beslediği ve onu sevmediği rivayet edilir. 35. Padişah Mehmed Reşad, III. Mehmed’in kabrini ziyaret etmeyi reddederek, “Ben çocuk katilinin kabrini ziyaret etmek istemiyorum” demiştir.

Kardeş Katli Uygulamasının Etkileri

Osmanlı Devleti’nde kardeş katli uygulaması, özellikle Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren taht kavgalarını önlemek amacıyla sistematik hale gelmiş ve uzun yıllar devam etmiştir. Bu uygulama, devletin siyasi istikrarını sağl

 

amak adına alınan sert bir önlem olmasına rağmen, Osmanlı toplumunun sosyal yapısını ve aile bağlarını derinden etkilemiştir. Kardeş katlinin Osmanlı toplumuna ve aile yapısına etkileri çok boyutludur ve hem devlet yönetimi hem de bireylerin hayatları açısından önemli sonuçlar doğurmuştur.
 
Kardeş katli uygulaması, padişahlar arasındaki taht mücadelesinden doğan bir zorunluluktu; fakat bu durum aile bağlarını büyük ölçüde zedeledi. Kardeşler arasında güven duygusu ortadan kalktı, sevgi ve bağlılık yerini korkuya ve rekabete bıraktı. Bu durum, Osmanlı hanedan ailesinin iç yaşamında derin travmaların yaşanmasına yol açtı. Birçok padişah, kardeşlerini ya öldürttü ya da yaşamlarını zindanda ya da kafeste geçirmelerini sağladı. Bu uygulama, aile içi dayanı

 

şmayı azaltarak, hanedan üyeleri arasında sürekli bir gerilim yarattı.
 
Her ne kadar kardeş katli uygulaması aile bağlarını zedelemiş olsa da, Osmanlı toplumu açısından devlet istikrarının sağlanması bakımından önemli sonuçlar doğurmuştur. Taht kavgalarının azaltılması, Osmanlı’nın uzun süreli bir siyasi istikrar yakalamasına yardımcı olmuştur. İç savaşların ve taht mücadelelerinin önüne geçilerek, dış tehditlere karşı daha güçlü bir duruş sergilenmiştir.
 
Bu açıdan bakıldığında, kardeş katli Osmanlı devlet geleneğinde zorunlu ve mecburi bir yöntem olarak görülmüştür. Toplumun geniş kesimlerinde, devletin sürekliliği ve refahı için bu tür sert kararların alınması gerektiğine dair anlayış gelişmiştir.

 

kardeskatli

Kardeş Katli Yasasının Sonu

17. yüzyılda, I. Ahmed döneminde (1603-1617), kardeş katli yerine “kafes” sistemi benimsendi. Bu sistemde, taht varisleri sarayda hapsediliyor ve tahta çıkma sırası geldiğinde serbest bırakılıyordu. I. Ahmed, kardeşi Mustafa’yı idam ettirmeyerek bu geleneği başlattı. 1617’de ölümü üzerine, oğulları yerine kardeşi I. Mustafa tahta geçti, böylece veraset sisteminde bir değişiklik oldu.

Kafes sistemi, hanedanın soyunu koruma kaygısından kaynaklanıyordu, çünkü kardeş katli hanedanın devamlılığını tehdit edebilirdi. Ancak, bu sistem de sorunluydu; hapsedilen şehzadeler genellikle yönetim deneyimi kazanamıyor, bu da zayıf padişahların tahta çıkmasına yol açıyordu.

Sonuç

Fatih Sultan Mehmet’in kardeş katli yasası, Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim anlayışını ve devlet düzenini koruma çabasını yansıtan önemli bir düzenlemedir. Kanunname-i Âl-i Osman’da yer alan bu madde, taht kavgalarını önlemek ve devletin birliğini sağlamak amacıyla çıkarılmış, ancak modern etik değerler ışığında tartışmalara yol açmıştır. Yasa, Osmanlı tarihinde derin izler bırakmış ve 17. yüzyılda kafes sistemiyle yerini daha az kanlı bir uygulamaya bırakmıştır. Bu yasa, Osmanlı’nın güç ve istikrar arayışının karmaşık bir yansıması olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

Yorum Bırak

Bu web sitesi deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanır. Bunu kabul ettiğinizi varsayacağız, ancak isterseniz devre dışı bırakabilirsiniz. Kabul Et Daha Fazlasını Oku